Atatürk Döneminden Günümüze Türk Halk Oyunları Üzerine Bir Değerlendirme - Ahmet ÇAKIR

I. Uluslararası Atatürk ve Türk Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri

Atatürk Döneminden Günümüze Türk Halk Oyunları Üzerine Bir Değerlendirme

Ahmet ÇAKIR ( Türkiye )

Atatürk sadece başarılı bir asker, büyük bir devlet adamı değildir. Aynı zamanda bir halk bilimcidir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür.

Millî kültürümüzü çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkaracağız.

Millî kültürün her çığırda açılarak yükselmesini, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel dileği olarak temin edeceğiz.

Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.

Musikîsiz hayat mevcut olmaz, müzik hayatın neşesi, ruhu sevinci ve her şeyidir.

Bizim gerçek müziğimiz Anadolu halkında işitilebilir.

İlim tercüme ile olmaz, tetkikle olur.

Bu veciz sözleri söyleyen ve konuşmalarında sık sık Millî Kültür terimi kullanan Atatürk elbetteki halk kültürü adamıdır.

Atatürk'ün Türk halk kültürüyle ilgili görüşleri ve yaptığı çalışmaları Sayın Nail Tan Atatürk ve Türk Halk Kültürü adlı kitabında detaylı bir şekilde verilmiştir.

Bu bildiride 1900 yılında Rıza Tevfik (Bölükbaşı)'in "Nev-Sal-i Afiyet-Salnâme-i Tıbbi" adlı bir tıp yıllığında yayınladığı "Raks" adlı makalesiyle ülkemizde halk oyunları konusundan yayınlanan ve yazılan ilk yazısıyla yine 1917'de Selim Sırrı Tercan'ın derleyip düzenlediği Tarcan Zeybeğini, Kadıköy İttihadı Spor Kulübü'nde yapılan idman bayramında, İstanbul Öğretmen Okulu öğrencileri tarafından halka sunulan bu gösteriyle okullara giren halk oyunları çalışmalarının günümüze kadar gelişi ile ilgili bir değerlendirmeyi, sizlere kısaca aktarmaya çalışılacaktır.

Halk oyunlarımızın günümüze kadar gelişinde etken olan olayları iki bölümde incelemek yerinde olacaktır.

Birinci bölümü Rıza Tevfik Bölükbaşı'nın 1900'de yazdığı Raks adlı makalesiyle başlayan ve Halkevlerinin kapanışı olan 1951 yılları, ikinci bölüm1955'de Yapı ve Kredi Bankası tarafından kurulan Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisi'nden 2000 yılı arasıdır.

DÖNEM

Rıza Tevfik (Bölükbaşı)'nın Raks adlı makalesi Türk Halk Oyunlarının başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi, ayrıca sözkonusu makalenin hala güncelliğini koruması yönünden önemlidir.

Beden eğitimi öğretmeni olan Selim Sırrı Tarcan'ın çeşitli zeybek figürlerinden yararlanarak yaptığı ve kendi adını verdiği Tarcan Zeybeği'ni okullarda öğrencilere öğretmesi, ayrıca öğrencilerini sahneye çıkarması ve Türkiye'de ilk uygulama olması, daha sonra ulu önder Atatürk'ün huzurunda 14 Ekim 1925 yılında İzmir Kız Öğretmen Okulu öğrencileriyle oynaması, Türk Halk Oyunları için bir dönüm noktası olmuştur.

Atatürk Selim Sırrı Tarcan'ın bu yeteneğini gördükten sonra Zeybek oyunlarının yaymakla görevlendirilmiştir.

Diğer bir önemli konu, 1926 yılında İstanbul Belediyesi Konservatuarı'nca düzenlenen Halk Müziği Derleme Gezilerinde halk oyunlarına da yer verilmesidir. Halk oyunları konusunda ilk derleme çalışması bu gezide yapılmıştır. I Kasım 1927 yılında Ankara'da Anadolu Halk Bilgisi Derneği kurulmuştur. Bu derneğin kurulmasıyla başlayan halk kültürü faaliyetleri günümüze kadar aynı amaç, aynı duygu ve aynı heyecanla devam edegelmiştir.

Kurulan bu dernek her ne kadar halk oyunlarımızla ilgilenmişse de 15 maddelik tüzüğünde halk oyunlarına "Raks" adı altında bir ana madde olarak yer verilmiştir. Ancak, ilk kurulan dernek olması bakımından önem arzetmektedir.

15.8.1929 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı adına Yusuf Ziya Demircioğlu, Mahmut Ragıp Gazimihal, Abdulkadir İnan, Ferruh Arsunar'dan oluşan halk müziği derleme ekibi aralarında bulunan bir sinema operatörü aracılığı ile Trabzon, Rize, Erzincan, Erzurum illerinin halk oyunları filmle saptandı. Halk oyunlarımızın ilk defa bilimsel nitelikte filme alınması bakımından halk oyunlarımız yönünden çok önemli bir olaydır. Çünkü, 1968 yılına kadar halk oyunlarımız filmle tesbit edilememiştir. Bu filmin Marmara Üniversitesi'ne bağlı Sami Şekeroğlu Sinema TV Merkezinde olduğu söylenmektedir. Ama bu filmler hala seyredilememektedir.

Halk oyunlarımız açısından bu dönemin önemli olaylarından birisi de Atatürk'ün 19 Şubat 1932 yılında kurduğu Halk Evleridir. Çünki, bu zamana kadar yapılan çalışmalar dağınık bir biçimde idi. Halk evlerinin kurulmasıyla halk oyunlarımızın belli bir disipline alında ve teorik çalışmalara başlandı. Bu çalışmalar bütün illere yayıldı. Her ilde halk oyunları ile ilgili topluluklar kuruldu. Derlemeler yapıldı.

Bir diğer önemli olay da Eylül 1935 yılında Atatürk'ün huzurunda da İstanbul'da "Beylerbeyi Balkan Festivali" yapılmıştır. Bu festival Türkiye'de düzenlenen ilk uluslar arası halk oyunları festivalidir. Yurdun dörtbir yanından gelen halk oyunları toplulukları ile Balkan ülkelerinden gelen (Arnavutluk, Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan) halk oyunları toplulukları katılmıştır. 1936 yılında (Ağustos) 2. Balkan Festivali yapılmıştır. Bu olay da ülkemizdeki festivallerin başlangıcı olması bakımından önemlidir.

Bu dönemde yayımlanan önemli kitap ve süreli yayınlardan kısaca bahsedecek olursak:

1941 yılında Vahit Lütfi Salcı (Vahit Dede)'nın Gizli Türk Dini Oyunları

Selim Sırrı Tarcan'ın Halk Dansları ve Tarcan Zeybeği (1926) ile Yeni Zeybek Raksı (1948)

Kasım Ülgen'in 3 Ciltlik Doğu Anadolu Oyunları ve Havaları (1944)

Osman Bayatlı'nın Zeybek Oyunları ve Havaları (1942)

Numan Sırrı'nın Erzurum Oyunları ve Havaları (1942)

Süreli yayınlar olarak çıkan - Halk Bilgisi Haberleri, Halkevlerince çıkartılan Ülkü (Folklor Pastası), Türk Folklor Araştırmaları (Ağustos 1949 - Aralık 1979)

Burada Kasım Ülgen'in Doğu Anadolu Oyunları ve Havaları adlı Türk Halk Oyunları kitapları, konusunda yapılan önemli yapıtlarındandır. Çünkü, Kasım bey kendine özgü bir yöntemle oyunlarının hareketlerini özellikle ayak hareketlerini çizimle anlatmıştır. Yani, Kasım Ülgen ülkemizde ilk defa halk oyunlarımızın hareket notasyonunu yapmıştır.

Süreli yayınlardan en önemlisi olan Türk Folklor Araştırmaları Dergisi, Ağustos 1949'da yayın hayatına girmiş ve İhsan Hınçer'in vefatına kadar (Aralık 1979-30 yıl) devam etmiştir. Bu dergi ülkemizde halk kültürü alanında yayın hayatını en uzun süre ili devam ettiren tek halk kültürü dergisi olma özelliğini göstermesi bakımından önemli sayılmaktadır. Dergi de halk oyunlarımız hakkında bilgi veren değerli makaleler yayınlanmıştır.

DÖNEM

1951 yılında halk evlerinin kapanmasından sonra halk oyunları toplulukları sahipsiz kalmış ve dağılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Ancak 1955 yılında Yapı ve Kredi Bankası bu kültür hizmetini üzerine almıştır. Türk halk oyunlarını yaşatabilmek amacıyla "Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisi"ni kurmuştur.

Bu kuruluş sayesinde 14 yıllık çalıma sonucunda binlerce halk oyunu yerinde görülmüş, yazılı ve görsel malzemeler elde edilmiştir. 1600 oyun adı tespit edilmiştir. Ayrıca bu tesis sayesinde 1961 ilk defa halk oyunları semineri yapılmıştır. Yine bu tesis sayesinde 1968 yılında Milli Eğitim Bakanlığı, TRT işbirliğinde halk oyunlarımız filme alınmıştır.

Bu dönemde halk oyunları topluluklarımız yurt dışında düzenlenen uluslar arası festivallere katılmaya başlamıştır. 1950 yılında Muzaffer Sarısözen'in başkanlığında halk oyunları topluluğu İtalya ve İspanya'ya gitmiştir. Bu başlangıç, yani yurt dışına çıkış - Türk Halk Oyunlarının yayılması, derneklerimizin çoğalması yanında gençler için cazip hale gelmiş, onlar için özendirici bir alan oluşmuştur. Dolayısıyla da halk oyunlarımıza ile giderek artmıştır. 1963 yılında yeniden açılan Halkevleri ile birlikte halk oyunları çalışmalarına başlanmış, dağılan topluluklar tekrar bir çatı altında toplanmıştır.

16.5.1966 yılında Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde Millî Folklor Enstitisü kurulmuştur. Bu suretle halk kültürü çalışmaları ilk kez devlet tarafından ele alınmıştır. Folklor Enstitüsü'nün kurulmasından sonra üniversitemizde Halk Bilim Kürsüleri kurulmuş, konuya hizmet edecek birçok genç bilim adamı ve uzman yetiştirmiştir.

Daha sonra, 1984 yılında İ.T.Ü'de Türk Musikîsi Devlet Konservatuarı'nda Türk Halk Oyunları Bölümü açılmıştır. Daha sonraları Ege Üniversitesi'nde Gaziantep Üniversitesi'nde, Devlet Türk Musikîsi Konservatuarı, Türk Halk Oyunları Bölümü kurulmuştur. Dolayısıyla, Halk Oyunlarımızın üniversitelerimizin bünyesine girmiş ve bilimsel metot-tekniklerde öğretilmeye başlanmıştır.

1974 yılında Devlet Halk Dansları Topluluğu kurulmuştur. Bu topluluğun kurulması, 2908 sayılı kanuna göre kurulmuş olan folklor konulu dernekleriniz açısından önem taşımıştır. Devlet Halk Dansları Topluluğu'nun yaptığı sahne düzenlemeleri derneklere örnek olmuştur.

1967 yılında Turizm ve Tanıtma Bakanlığı'nca, Halk Oyunları Yarışmalarının tekrar başlatılmış olması da, bu dönemdeki halk oyunlarımızın adına önemli olaylardan biridir. Bu yarışmayı takiben Milliyet Gazetesi'de lise ve dengi okullararası halk oyunları yarışması yapmaya başlamıştır. 1978 yılında da Gençlik ve Spor Bakanlığı, dernek, kurum ve kuruluşlar, üniversitelerarası halk oyunları yarışmaları düzenlenmiştir.

Daha sonraki yıllarda Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü halk oyunları ile ilgili yarışmaları yapmaya devam eden devlet kuruluşları olmuştur.

Bu dönemde de halk oyunlarımız konusunda yeterli yayın yapılamamıştır.

Sonuç

1900 yılından günümüze gelinceye kadar geçen zaman diliminde çeşitli evreler geçiren halk oyunlarımızla ilgili önemli çalışmaları bize verilen süre içerisinde aktarılmaya çalışılmıştır.

Halk oyunlarımız konusunda yapılan bu çalışmalara saygı duymak gerekir. Bu çalışmalar yapılmamış olsaydı, halk oyunlarımızı yeterince öğrenmemiz mümkün olamayacak ve gelecek kuşaklara aktaracağımız bilgi ve belgeden yoksun olacaktık.

Yapılan bu çalışmalar Türk Halk Oyunlarının temelini oluşturan bilgi ve belgelerdir. Ancak, bu bilgi ve belgelerle yetinmememiz gerekmektedir. Aldığımız bu emaneti koruyup, inceleme ve değerlendirmeler yaparak, halk oyunlarımızın layık olduğu yere getirmek azmi içinde olmak gerekmektedir. Halk oyunlarımızla ilgili birçok sorunlar vardır. Bu sorunların bir an önce çözülmesi gerekir.

Nedir bu sorunlar?

Bilim adamı ve uzman sayısının arttırılması,
Derleme ve araştırmaların tamamlanması,
Eldeki malzemelerin analizlerinin yapılması,
Terminoloji sorununun çözümlenmesi,
Yayınların fazlalaştırılması,
Tür konusunun açıklığı kavuşturulması,
Tasnifinin yapılması,
Notasyon yazımının biran evvel başlatılması,
Halk oyunları atlasının çıkartılması,
Yarışmalara bir düzen getirilmesi,
Halk oyunları sözlüğünün yapılması.

gibi sorunların çözümlenmesi gerekmektedir.

Halk oyunlarımızı bilimsel bir ortama getirmek ve üzerinde çalışmalar yapabilmek için TÜBİTAK gibi özerk bir "Halk Oyunları Araştırma Enstisüsü"nün veya "Halk Oyunlarını Araştırma Merkezi"nin kurulması gerekmektedir.

Halk oyunları ile ilgilenen bilim adamı, uzman ve araştırmacıların bir çatı altında toplanması, elde edilen bütün bilgi ve belgelerin bir merkezde toplanması ile halk oyunlarımız küreselleşen dünyamızda layık olduğu yere gelebilecektir.

Bu sözlerimin ütopik olmadığını düşünüyorum. Bayrağı bizden sonra teslim alacak bilim adamı, uzmanlara ve gençliğe güveniyorum.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 17059 kez gösterilmiştir.